Türk Hava Yolları, üçüncü çeyrek sonunda 5.2 milyar zarar açıkladı. Sanıyorum bu zarar, THY tarihinin 9 aylık süreçteki en yüksek zarar rakamı oldu. Her şeye rağmen açıklanan zarar rakamları, böyle bir ortamda olağanüstü sayılmaz. Ancak rakamın daha yüksek çıkmamasında bir takım faktörlerin de etkili olduğunu söylemek gerekir. Nedir onlar? Yüzde 30’larda olan personel maliyetinin kısa çalışma ödeneği sayesinde yarı yarıya azalması, uçak finansman ödemelerinin yeniden yapılandırılması, akaryakıt, kiralama, SGK ve KDV prim ödemeleri ile kredi ve faiz ödemelerinin ertelenmesi, kısmen daha az zararın ortaya çıkmasında en önemli etkenler olarak öne çıktı.
THY’nin, yukarıda saydığım ödemelerin tamamını 2021 yılına ertelediğini ve önümüzdeki yılda işler yoluna girmezse, bu yıldan kalan borçların da önümüzdeki yıl THY’nin sırtına bineceğini ve kartopu misali zarar rakamının daha da büyüyeceğini söylemek mümkün… Geçen Cuma açıklanan bilançoda da görüleceği üzere, THY’nin normal koşullarda en büyük gider kalemleri akaryakıt ve personel giderleri olurken, son bilançoda uçak sahipliği giderleri yüzde 25 ile diğer giderlerin önüne geçmiş durumda… Bunda, geçen yıldan bu yıla ertelenen uçak ödemelerinin de payı olduğu kuşkusuz… Geçen yıl, henüz pandemi ortada yokken sadece ama sadece bilançoyu artı rakamda göstermek ve koltukları sağlama almak için ötelenen ödemelerin, bu yıl THY’nin başına ciddi dert açtığını görebiliyoruz.
Buna rağmen THY’nin 17 milyar dolarlık borç altında olduğu ve fiilen iflas etmiş durumda olduğuna yönelik eleştirileri de açıkçası yersiz buluyorum. THY’nin hali hazırda finansal ve operasyonel olmak üzere toplam11.2 milyar dolarlık uçak alımlarına ait borcu var. Evet bu doğru.. Hatta Türk Hava Yolları bunun 6 milyar doların biraz üzerindeki kısmını, ilk 5 yılda ödemek durumunda, bu da doğru… Ancak, bu borçlar THY’nin en çok kar ettiği dönemlerde de vardı ve normal koşullarda bu paraların ödenmesi konusunda en küçük bir sıkıntı yaşanmıyordu. Gelirlerinin büyük bölümü döviz cinsinden olduğu için kurdaki artış da dövizle borçlanılan uçak alımlarında, şirketi rahatsız eden bir durum olmuyordu. Ancak bugünkü şartlarda THY’nin bundan sonraki süreçte, ciddi bir ödeme güçlüğü çekeceği de ortada… Ekonomi çevrelerinde, bisiklet ekonomisi olarak tabir edilen durumun karşılığı tam olarak bu… Bisiklet hareket ettiği sürece düşmezsiniz, ancak bisiklet durduğu anda düşersiniz. THY’nin içinde bulunduğu durumu en iyi özetleyen tabir sanırım bu olur…Şu anda bisiklet durdu duracak, THY’nin yere düşmemek için pedal çevirmesi gerekiyor.
Kısaca, kasada ne kadar sıcak para var ve bir yıldan kısa vadeli borç miktarı ne kadar, işte bunlar THY’nin yakın dönemde gideceği rotada belirleyici olacak en önemli faktörler…
Gelelim işin bir başka boyutuna…
THY’nin faaliyet raporundaki organizasyon şemasına bakalım…
Yönetim kurulu, icra komitesi, genel müdür ve 8 genel müdür yardımcısı altında tam 47 başkanlık var. Bir de bunun altında onlarca müdürlükler oluşturulmuş… Sizce bu kadar başkanlık ve müdürlük koltuğu gerçekten ihtiyaç kaynaklı mı? İnsan ister istemez merak ediyor. Daha az başkanlık ya da müdürlük ile bu işler yürütülemez miydi?
Daha hazin bir tablo sunayım…
Türk Hava Yolları’nın ayrı bir şirket yapmak için çabaladığı Bilgi Teknolojileri birimine bakalım…
Bilgi Teknolojileri biriminin başında bir genel müdür yardımcısı, 5 başkan, 7 başkan yardımcısı ve 36 müdür var!
Sadece tek bir birimdeki müdür sayısı 36…
Diğer departmanlarda da benzer manzaralar var.
Bu şartlar altında THY’nin personel maliyetini düşürmesini nasıl bekleyelim… THY başkanlar, müdürler arpalığına dönüşmüş ve sayılarını azaltmak yerine bir taraftan uydurulmuş başkanlıklar ve müdürlükler ihdas edilip duruyor. Bunun bir de yurtdışı ayağı var ki, oralar da imkanları daha geniş, masrafları daha yüksek ve tam bir çiftlik… Yakın geçmişte, özellikle yurtdışındaki müdürlük sayısının azaltılması için nabız yoklandığını ancak hatırlı kişilerin araya girerek müdür operasyonunun başlamadan bitirilmek zorunda kalındığını da hatırlatmak isterim.
Ayrıca THY’nin iştirak şirketlerinden Cornea Havacılık Sistemleri San. Ve Tic ve Vergi İade Aracılık A.Ş şirketlerinde 63 kişi çalışıyor görünmesine rağmen bu şirketlerin bilançoya herhangi bir katkıları da yok…Toplamda 17 tane iştirak şirketi var THY’nin… Birçoğu maliyet+kâr olarak iş yapıyor ve diğer ortağın değil THY’nin sırtında yük… Sadece Sunexpress’in bu döneme ait zararı 195 milyon dolar… Bu zararın yarısı THY’nin yarısı Lufthansa’nın cebinden çıkıyor.
THY eğer personel maliyetini düşürecekse, bunu işini en iyi şekilde yerine getiren çalışanların maaşlarını kesmek değil, hiçbir iş yapmadan hatırı sayılır maaş ve imkanlar sunulan müdürlere ve başkanlara neşter vursun, iştirak şirketlere bir baksın…