Bugün size Boeing modellerini açıklayacağız.
Boeing 707, 717, 727, 737,747,757,767, 777 ve çoğumuzun Dreamliner olarak da bildiği 787 modeli… Bu uçak tiplerinden hangileriyle seyahat ettiniz ya da hangileriyle seyahat etmeyi çok seviyorsunuz bilemeyiz. Ama bu uçak modellerinin rastgele atanan harf ve sayıların bir kombinasyonu olmadığını fark etmişsinizdir sanırız. Peki bu isimler hangi kriterlere göre belirleniyor ve kodlanıyor? Bugün size uçak imalatçılarının ürettiği uçak modelinin adını belirlerken gözettiği kuralları da anlatacağız…
Önce Boeing ile başlayalım. Amerikalı imalatçı Boeing uçaklarının çoğunu 7X7 prensibi ile isimlendiriyor. Yani uçakların isimleri 7 ile başlıyor ve 7 ile bitiyor. 7X7 kuralıyla piyasaya çıkan ilk jet motorlu Boeing uçağı ise 707 kodlu idi.
Boeing’in tarihine baktığımızda başlangıçta sadece askeri uçaklar üreten bir şirket olduğunu görüyoruz. II. Dünya Savaşı’ndan sonra işi ticari uçak pazarına doğru genişletmeye karar veren Boeing, ardından çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olarak ürünlerine farklı kodlar verdi. 300 ve 400’ler üretimi devam eden uçakları temsil ediyordu. Türbin motorlarında 500, roket ve füzeler için 600 kodu belirlenirken, jet motorlu yolcu uçakları için 700 kodu belirlendi.
Bu prensibi takiben, ilk jet motorlu uçağın Boeing 700 olması beklenebilirdi. Ancak şirketin pazarlama departmanı bu ismin ilgi çekici olmadığını söyleyerek uçağın adının 707 olmasını önerdi. 707’nin başarılı bir şekilde piyasaya sürülmesinin ardından daha sonraki uçaklara sırasıyla 727, 737 adları verildi ve gelinen son noktada Boeing 787 Dreamliner’a kadar ulaşıldı.
Boeing uçaklarının isimleri aslında bizim bildiğimizden daha da uzun. Ancak Boeing, isimlendirmedeki hanelerini motor ve itki gücü yerine müşteri koduna ayırmış. Yani Boeing’e siapriş veren ve uçak satınalan her bir müşterinin sistemde farklı bir kodu var. Boeing, bu kodlama işlemine ilk havayolu müşterisi olan Pan American World Airways”” yani bilindik adıyla “Pan Am” ile başladı.
Boeing, Pan Am’a müşteri kodu olarak 21’i atadı. Neden 21 diye sorarsanız, bunun arkasında Pan Am’ın 1949’da hizmete giren 21 tane Boeing 377 uçağı sipariş etmesi olduğu tahmin ediliyor. Zira bu 21 uçaktan oluşan sipariş paketi o zamana kadar Boeing’in aldığı ilk en büyük sipariş olarak kayıtlara geçmişti. Boeing yıllar içinde uçakları havayoluyla eşleştirmek için kullandığı 5 farklı kod dizisine sahip. İlk önce Pan Am’a 21 kodunun verilmesiyle başlayan kod dizisi 99’a kadar devam etti. Ardından 01 ile 19 arasında ikinci grup başladı. Daha sonra A0 ile Z9 arasındaki müşteri kodları; 0A ile 9Z arasında devam etti. Beşinci ve son isimlendirme formatında ise AA ile ZZ arasında müşteri kodları tayin ediliyor.
Bazı örnekler vermek gerekirse, Türk Hava Yolları’nın Boeing kodu F2, Sunexpress’in HC Pegasus’un kodu ise 2R. Yani bunun anlamı şu Boeing fabrikasından çıkan 777-3F2 kodlu bir uçak Boeing 777 uçaklarının 3’üncü versiyonu olan 300 serisine ait ve THY’ye teslim edilmiş. Burada ilginç olan detay ise uçakların havayolları veya leasing şirketleri arasında el değiştirmesi durumunda bile kodların değişmemesi. Yani Boeing sisteminde tüm
uçaklar orijinal müşterisinin kimliğini koruyor. Bununla alakalı verilen en iyi benzetme örneği, müşteri kodlarının bir uçak için “kızlık soyadı” görevi görmesi. Böylece bu kod, uçağın tüm hizmet ömrü boyunca onunla birlikte yaşıyor.