1. Anasayfa
  2. Havacılık Haberleri
Trendlerdeki Yazı

Uçak Korkusunu Nasıl Yenebilirsiniz?

Uçak Korkusunu Nasıl Yenebilirsiniz?
0

Uçaklar, yeni yerler, yeni ülkeler keşfetmek, sınırları aşmak adına modern çağın en güzel icadı. Uçuş rotaları çoğaldıkça, uçak sayısı arttıkça insanoğlunun ufku da tıpkı gözyüzü gibi genişliyor. Tabii bu ufkun genişlemesi için, bir kara canlısı olan insanın uçuş korkusunun üstesinden gelmesi gerekiyor. Kimilerinde hiç yok, kimileri rahatsızlık düzeyinde uçmaktan korkuyor.

Sıkı bir türbülansta rahatsızlık hissetmeyecek kişi sayısı parmakla gösterilebilir. Hele ki, yakın zamanda bir uçak kazası gerçekleşmesin. O andan itibaren, belki de gizli kalmış korkular yeniden alevleniyor.

Tıpkı kısa bir süre önce gerçekleşen uçak kazası sonrasında birçok kişinin uçuş korkusunun yeniden tetiklenmesi gibi. Peki bu kadar keyif aldığımız bu yolculuk türünü daha konforlu, korkulardan arındırılmış halde yapmak mümkün mü? Aslında uçuş korkusuna karşı alınabilecek önlemler var. Bunların başında da Türk Hava Yolları Havacılık Akademisi’nin Uçuş Korkusunu Yenme Programı geliyor.

13 yıldır süren, iki günlük ücretli programın başarı oranı yüzde 95. İlgi büyük. Biz de bu programın hem detaylarını öğrenmek hem de programı deneyimlemek için akademide bir gün geçirdik. Sanal uçuş tecrübesi yaşatan kabin simülatörünü deneyimledik, eğitim platformlarında uçakların teknik özelliklerini öğrendik. Bize, beş yıldır eğitim başkanlığı yer dersleri bölümünde yer eğitmeni olarak görev yapan kaptan pilot Ali Faruk Yalap, yaklaşık üç yıldır teknik öğretmenlik yapan 22 yıllık teknisyen Deniz Turan ve klinik psikolog Şeyma Çetin eşlik etti. Eğitmenlerimiz merak ettiğimiz sorulara da yanıt verdi.

Kaptan pilot Ali Faruk Yalap’ın anlattıklarıyla başlayalım..

– Uçuş korkusu neden ortaya çıkar?

– Yaşanan kötü tecrübeden ya da bilinmezlikten…

Bazı insanlarda otokontrol çok yüksek, onlar uçağın kokpitinde olsun, neler olduğunu görsün istiyor, oraya erişemeyince de endişe ve korkular başlıyor. Bunun yanı sıra çok fazla bilgi kirliliği var.

– Eğitimde neler anlatıyorsunuz?

– Kokpitin kapıları kapalı ve içerideki insanlar kimdir belli değil. Yani kişiye canını emanet ettiği kişiyi tanıtıyoruz, nasıl bir eğitimden geçtiğini anlatıyoruz. Endişeleri kim olduğumuzu anlatarak gidermeye çalışıyoruz.

– Siz kimsiniz?

– Ben sizin gibi sade bir vatandaşım.
Etten, kemikten ve sinirden yapıldım ama aldığım eğitimler çok farklı. Bu aldığım eğitimleri ve aşamalarını anlatıyorum.

– Nasıl bir eğitim alıyorsunuz?

– Dünyada pilotluk kadar kontrol edilen ve lisansı sürekli yenilenen başka bir meslek yok. Bakın biz canımızı başka kime emanet ederiz? Doktorlara. Altı yıl tıp eğitimi alıyorlar, TUS sınavına giriyorlar, son olarak profesör oluyorlar. Ve ondan sonrasında artık bir kontrol mekanizması yok.

Ben her yıl bilgi ve becerilerimi tazeleme eğitimine giriyorum. Sonra normal ve acil durumda yapılması gerekenlerle ilgili tekrar sınava giriyorum. Normal usullerden yüzde 80, acil durumlarla ilgili olanlarda yüzde 100 başarılı olmam gerekiyor. 99 alırsam kalıyorum. Başarılı olursam lisansım bir yıl uzatılıyor. Yani mesleği bir yıl daha yapabilir hale geliyorum. Her yıl simülatörlerde, acil durum senaryoları üzerinden eğitim alıyorum. Mesela motor yangını tatbikatı yapıyorum gerçek koşullarda.

Yılda bir kez öğretmen kaptan arkadaşımız habersiz gelip kokpitte bizimle uçar, denetim için. Rapor hazırlıyor. Yılda bir kez medikal kontrollerimiz yapılıyor. 60 yaşını geçmiş kaptan arkadaşlarımız altı ayda bir sağlık kontrolünden geçiyor. Bu kadar sınavdan ve kontrolden geçen başka bir meslek yok.

– Acil bir durumla karşılaştığınızda panik oluyor musunuz?

– Olmuyorum, bunun eğitimi aldık çünkü. Bizim işimiz acil bir durumda bir adım geriye çekilerek durum analizi yapıp, gerekeni gerçekleştirmek. Bir kişinin kaptan pilot olabilmesi için, yani uçakta gördüğünüz sol koltuğa oturabilmesi için geçtiği yol çok uzun.

– Yaygın inanış, sanki herkes pilot olabiliyor yönünde. Doğru mu bu?

– Kesinlikle yanlış. Havacılıkta pilot seçmek için çeşitli kaynaklar var; silahlı kuvvetlerden olabilir, emniyet güçlerinden olabilir, yıllar önce kurulmuş Eskişehir Üniversitesi Pilotaj Bölümü öğrencileri var. Ve onlar çok iyi yetişiyorlar. Bunun haricinde kurulmuş okullar var. Olaya şöyle bakmamak lazım; üniversite mezunuyum ama hiçbir şey olamadım, parasını verip pilot olayım! Böyle gelen kişi o eğitim sırasında eleniyor.

BUNLARI BİLİN!

– Cep telefonu ve emniyet kemeri kurallarına uymak neden önemli?

– Unruly passenger yani kuralsız yolcu bizim için çok tehlikeli. Eğer telefonunuz açık ise devamlı bir baz istasyonu ile iletişime geçmek istiyor. Devamlı sinyal gönderiyor. İşte bu gönderdiği sinyal gönderimleri eğer uçağın kullandığı sistemlerle aynı frekansta olursa o zaman uçağınkini bozabiliyor. Risk burada başlıyor. Bazı yolcular uçuş esnasında yeri gördüğü anda “Tamam buradan itibaren sinyali yakalarım” diyerek telefonunu açıyor. İnsanların hayatından daha önemli bir telefon konuşması ne olabilir ki? Emniyet kemerinin sürekli takılı olmasını öneriyoruz. Neden derseniz, havada giderken biz meteorolojiyi, hava durumunu inceliyoruz.

Nerede türbülans olabilir bunu biliyoruz. İki yıl önce New York’a alçalma esnasında yaşanan türbülansta rahatsızlananlar olmuştu. Uzun uçuşlarda yolcular yemeklerini yedikten sonra çöken rehavetle uyuyor. 10 saat sonra kaptanın inişe geçtiği anonsuyla uyanınca da tuvalete gitme, yürüme ihtiyacı duyuyorlar. İşte söz konusu olayda da ayakta olan, tuvalet sırasında bekleyen yolcular etkilenmişti.

– Sert iniş tehlikeli mi?

– Bazı yolcular diyor ki “Kaptan o kadar başarılı bir şekilde indi ki kuş gibi konduk, hiç hissetmedim.” Ya da “Kaptan çok acemiydi bam diye indi” deniyor.

Oysa ki bizim uçuş el kitaplarımızda bam diye inmemiz tavsiye ediliyor. Çünkü uçağın pistle bir an önce temas etmesi lazım.

– Kalkışta ve inişte tehlike vardır denir. Bu doğru mu?

– Kalkıştan sonra ve inişten önceki süreç bizim için önemli. Bu insanlar tarafından tehlikeli olarak algılanıyor, hayır değil. İş yükümüzün en çok olduğu zamanlar bunlar. Meşgulüz yani.

– Türbülanstan korkmalı mıyız?

– Hayır! Türbülans uçuşun emniyetini tehlikeye sokan bir şey değil, yolcunun konforunu etkileyen bir unsur. Bir Airbus’un kanadına deney uygulanıyor, kanat 5,2 metre esniyor. Düşünün böyle esnek bir yapıya sahip kanatlar. Uçağın kanadı sallanıyor, kırılacak mı? Diye endişelenen oluyor. Hayır kırılmaz, sallanması lazım!
Asfalt yolda giderken, yolda minik çukurların olduğunu düşünün. Hava hadiseleri o çukurlar işte… Dünya havacılığında türbülansa girdi, uçak kırıldı, parçalandı, düştü diye bir olay yaşanmadı.

KORKANLAR EĞİTİME GELSİN!

– Uçuş korkusu olan kişi ne gibi önlemler alabilir?

Sakinleştiriciler işe yarıyor mu?

– Sakinleştirici ilaç içip uçan kişiler diyor ki “Ben uçaktayken cin gibiyim. Halbuki bayılmam lazım. Sonra indiğimde bir anda bir gevşeme başlıyor, uyku bastırıyor.” Korku duygusu, kişide yoğunsa ilacın vücutta salınmasına izin vermiyor. Uçuş sonrası gelen rahatlamayla birlikte ilaç da vücutta dolaşmaya başlıyor ve etkisini gösteriyor. Önerim eğitimimize gelmeleri.

– Başvuran herkesi eğitime kabul ediyor musunuz?

– Başvuru yapanlarla oldukça kapsamlı bir değerlendirme görüşmesi yapıyorum. Programımız, başvuran kişinin soru işaretlerine yanıt verebilecekse, kişi iki günlük yoğun bir programı kaldırabilecekse ve biz de sorunun bu şekilde halledilebileceğine inanırsak kişiyi kabul ediyoruz.

– Uçak korkusu doğuştan gelen bir korku mu?

– Doğuştan olduğunu iddia edenler de var. Bizler kara canlısıyız, hava canlısı değiliz. Uçağın inişinde ve çıkışında G kuvvetini hissetmemiz de örneğin bu yüzden. Ama genelde öğrenilmiş bir korku. Kapalı alanda kalma, nefessiz kalma hissi gibi başka korkularınız da varsa bunlar da tetikliyor.

– Eğitime kabul edilen katılımcıları nasıl bir süreç bekliyor?

– En fazla 15 kişilik gruplar halinde eğitime başlanıyor.

Otokontrol ve güven çalışmaları yapıyoruz. Kas ve nefes egzersizleri uyguluyoruz. Daha sonra da simülatör deneyimi oluyor. Orada türbülanslı ve türbülanssız olarak iki uçuş gerçekleştiriyoruz. Bu uçuşlar planlı bir şekilde yapılıyor. Oturacakları yerler bile önceden belirleniyor.

– Başarı oranı nedir?

– Yüzde 95. Katılımcılarla eğitim sonrası da bağlantıyı kesmiyoruz. Bizlerle uçuş fotoğraflarını paylaşıyorlar. “Amsterdam’dan merhaba” notuyla örneğin…

– Profil nedir?

– Yaşı çok küçük olanları alamıyoruz. Sınır genelde 16-17. Çok sık uçanlar, işi sebebiyle çok yolculuk yapanlar olabiliyor. Hiç uçmamış olanlar da var. Yurt dışında yaşayan çocuklarının yanına gitmek isteyen emekliler de geliyor şirketlerin CEO’ları da.

HAVACILIKTA KURALLAR KANLA YAZILMIŞTIR
 Eğitimde uçak nasıl uçar, uçaktaki sistemler nelerdir, bunları anlatıyoruz. Bize en çok türbülansla ilgili sorular geliyor. Bir de “Havada arıza yaşandığında ne olur?” sorusu sık yöneltiliyor.
Biz bunları somut bilgilerle katılımcılara anlatmaya çalışıyoruz.
İkinci gün uçuşa katılıyoruz. Burada da dışarıdan gelen seslerin kaynağına ilişkin sorular soruyorlar.
 Uçuştaki emniyetten pilotlar sorumlu, yerdeki emniyetten teknik ekip. Bizi de aynı pilotlar gibi eğitimden geçiriyorlar, denetimlerimiz oluyor.
 Havacılığın en temel unsuru denetim ve kurallar. Havacılıkta kurallar kanla yazılmıştır. Bir hata olursa değerlendirmesi yapılır, ona göre analizi edilir ve ne yapılması gerektiği belirlenir.
Kurallar ve teknoloji uçağı güvenli hale getirir. Kafamıza göre, “Bu uçak sefere gider!” demiyoruz. Bir teknisyen “Bu uçak uçamaz” dedikten sonra şirketin genel müdürü gelse, o uçağı sefere gönderemez.
 Kendi hatalarımızı da raporluyoruz.
Bir uçak seri üretime geçmeden önce onlarca testten geçer.

Hayatım Ucakkazalari.com :)

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir