Uçaklarda artan fazladan her bir kilogram için yakıt tüketimi muazzam oranda yükselmektedir. Artan yakıt tüketiminin yanında uçağın kalkmasını zorlaştırırken Stall’a girme ihtimali de artar. Mühendisler yakıt tüketimini düşürmek için ve olumsuz hava şartlarından etkilenmemek için bulduğu çözüm ise 25 ile 40 bin feet irtifalarında uçağı uçurmaktır. Hiçbir çözümün kusursuz olamayacağı gibi bu çözümün de beraberinde getirdiği problemler vardır. Uçak ile yerden yükseğe çıkıldıkça düşen basıncın etkisi le havanın yoğunluğu azalır. Dolayısıyla insanların solunum ihtiyacı için yeterli oksijenin bulunamaması muhtemeldir. Bundan dolayı uçak motorundan alınan hava, filtreler ile temizlenip, ısıtma ve basınçlandırma işlemlerinin ardından yolculara sağlanır. Bununla beraber bu oksijen üretim ve dağıtım sistemin yetersiz veya devre dışı kalabilme ihtimaline karşın çeşitli önlemler alınmıştır. Bu önlemler üç başlık altında incelenir;
- Uçak Personeli (Kokpit) için Oksijen Sağlanması
- Yolcular için Oksijen Sağlanması
- Taşınabilir Oksijen Sistemi
Oksijen Depolanması?
Oksijenin depolanması hem maliyetli hem de çeşitli bir dizi işlemlerden geçmesi gerekir. Öncelikle -196 derecenin altında hava soğutularak sıvılaştırılır. Ardından sıvılaşan havanın buharlaşma noktasının yardımı ile azot ve diğer molekülleri ayrıştırarak ve saf oksijen elde etmiş oluruz. Havayı direk depolamak hem daha fazla ağırlık anlamına gelir ki bu uçak için iyi değildir hem de daha az oksijen depolanması anlamına gelir. Elde edilen oksijen ise tanklara doldurularak depolanır ve kullanıma hazır hale gelir.
Uçak Personeli (Kokpit) için Oksijen Sağlanması
Kokpit ekibinin oksijen ihtiyacını gideren bu sistem, 14 bin feette devreye girer. Tüp içinde depolanmış bu basınçlı oksijen sistemi uçağın diğer tüm bölümlerinden bağımsız çalışır. Diğer bölümlerde meydana gelecek oksijen problemleri burayı etkilemez. Kokpitte olabilecek ani oksijen seviyesindeki düşüşlerde hızlıca devreye girer. Oksijen seviyesinin düşmesine sebebiyet verecek problem; basınç düşüşü, zehirli gaz veya dumanlardır.
Yolcular için Oksijen Sağlanması
Yolcu oksijen sistemi, yolculara ve kabin ekibine ortam basıncının düşmesi sırasında oksijen sağlamaktadır. Bu sistemin devreye girmesi şansa bırakılmamış ve üç yol ile açılması mümkün kılınmıştır; birincisi pilot tarafından açılabilmektedir, ikincisi kabin yüksekliğinin 14 bin feete geldiğinde otomatik açılması ve sonuncusu oksijen dağıtım sisteminde bulunan koruyucu bir mandal yardımı ile manuel olarak açılır. Bazı uçaklarda oksijen jeneratör sistemi yerine tüplere depolanmış oksijen kullanılır ancak bu sistem uçakta hem çok yer kaplayacağından hem de fazla ağırlığa neden olacağından oldukça maliyetlidir. Yolculara oksijen ise yolcu koltuklarının üzerinde bulunan yolcu servis ünitesi içerisinde bulunan maskeler ile dağıtılır. Borular aracılığıyla uçak tavanından geçirilen kimyasal oksijen yolculara maske ile iletilir. Her yolcuya 15 dakika yetecek kadar oksijen bulunmaktadır. Bu 15 dakika içerisinde pilotun alçalıp oksijen yoğunluğunun yüksek olduğu yerlere yani düşük irtifaya geçmesi gerekir. Eğer geçemese solunum yetmezliği sonucu yolcular hayatını kaybeder.
Taşınabilir Oksijen Sistemi
Taşınabilir oksijen sistemi ilk yardım ve besleme amacı ile kullanılır bu yüzden kolayca bulunabilir yerlere depo edilir. Maske, tüp başlığı ve oksijen tüpü olmak üzere 3 ekipmandan meydana gelir. Tüp basıncı 1800 psi’dir. Yangın sırasında meydana gelebilecek zehirli gazlardan kokpit görevlilerini kurtarmak içinde kullanılır.