Uçmayı mümkün hale getiren Wright kardeşler ’den sonra temel prensipleri korunsa da birçok yeni özellik ve teknoloji geliştirildi. Bu temel prensiplerden biriside ağırlıktır. Kanadın alt ve üstünden geçen hava akımının oluşturduğu kaldırma kuvveti ile kalkışa elverişli bir senaryo oluşur. Motorlarından aldığı güç ile öne doğru hareketine devam eden uçağın kanatlarındaki akım hızlanır ve alt yüzeyde üst yüzeye göre daha yüksek bir basınç oluşur. Bu kanat yapısına göre belirli bir ağırlığın kaldırılmasına imkân sağlar.
Tabu gibi birbiri üzerine inşa edilen ve daha komplike mühendislik eseri olan uçaklarda kalkış ağırlığı en etkili konulardan biridir. Havacılıkta Maximum Takeoff Weight olarak geçen MTOW kısaltması ile incelenip hesaplanır. Uçağın modelindeki boş ağırlık yükü, üzerinden taşıyacağı tüm kalemler hesaplanır. Bunun için şu kalkış bileşenleri formülü uygulanır.
Kalkış ağırlığında önemli olan bileşenler nelerdir?
Bir uçağı A noktasından B noktasına giden bir vasıta olarak düşünebilirsiniz. Konu basite indirgenir. Fakat otoriteler ve sağlıklı uçuşun gerçekleşmesi için birçok parametre gözden geçirilmelidir. Uçağa alınacak yolcular için ortalama bir kilo endeksi üzerinden hesaplama yapılarak kayıt edilir. Daha sonra apron üzerindeki taksiden, uçuş esnasında tüketilmesi gereken yakıta kadar planlama evresine geçilir. Acil durumlarda inilmesi planlanan güzergâhlar ve problem halinde ihtiyaç duyulacak yakıta rezerv yakıtı ismi verilir. Bu yakıtı da baz alarak uçaktaki diğer ağırlıklar gözden geçirilir. Uçağın sorunsuz işlemleri gerçekleştirmesi için operasyonel ağırlığı, kargo, yolcu ve bagajlarda eklenilerek hesaplama tamamlanır.
Bu durumda yeterli kalkış hızına sahipseniz kalkışı gerçekleştirebilirsiniz. Fakat her pist bu hıza ulaşmanızı sağlayacak yeterli uzunluğa sahip değildir. Havayolları genelde bunu ön görerek uçak alım ve kiralamalarını gerçekleştirir.
Azami kalkış ağırlığı hesaplamasının yanlışlığı yüzünden farklı sorunlar doğmaktadır. Kalkış için önemli olan bu hesaplama aynı şekilde iniş içinde önemlidir. Owerweight landing, yani uçağın inmesi gerekenden daha ağır bir şekilde gerçekleştirdiği uçuşa verilen terimdir. Başlangıçta da dediğimiz gibi uçaklar komplike bir tabu misali inşa edilmiştir. Gelişi güzel çekilen bir taş ile yapının tüm rijitliğini ve dengesini bozulacağından dolayı limitleri sürekli kontrol edilmelidir.
2010 yılında gerçekleşen bir owerweight landing örneği ise Qantas havayollarına aittir. Airbus A380 tipi uçağın maksimum iniş ağırlığı 386 tondur. Bu uçuşta ise havada yaşanan arızadan dolayı yakıt boşaltamamış ve 50 ton fazla yük ile inmeye mecbur kalmıştır. Sorunsuz bir şekildeki iniş sonrasında uçak bakıma alınmış ve havayolu 135 milyon dolar fatura ile karşılaşmıştır. Uçağın 18 ay boyunca uçuştan ayrılması da ayrı bir zarar kalemidir.